Kategoriler
Genel

Ulusal Heyelan Sempozyumu Sonuç Bildirgesi

 

ULUSAL HEYELAN SEMPOZYUMU SONUÇ BİLDİRGESİ
27 – 29 Nisan 2016, Ankara

 

Ülkemizin jeolojik, jeomorfolojik, iklim özellikleri ile yanlış arazi kullanımına bağlı olarak gelişen heyelanlar afete dönüşerek, can kayıpları yanında sosyal ve ekonomik hayatı olumsuz yönde etkilenmektedir. Bu afetlerden ülkemizi ve milletimizi en az zararla korumak gayesiyle;

Orman ve Su İşleri Bakanlığı ev sahipliğinde, Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü koordinatörlüğünde; kurum ve kuruluş temsilcilerinin, mahalli/idari yönetici ve temsilcilerinin, akademisyen ve araştırmacıların, teknik ve uzman kişilerin katılımı ile 27-29 Nisan 2016 tarihlerinde Ankara’da Ulusal Heyelan Sempozyumu düzenlenmiştir.

Sempozyumda yapılan sunumlarda; Türkiye’de afetler konusundaki mevzuat ve yönetmelikler üzerinde durulmuş, meydana gelen heyelanların sebepleri ile mevcut uygulamalara değinilerek can ve mal kayıplarının asgari düzeye indirilmesine yönelik çözüm önerileri tartışılmıştır. Ülkemizin bu tip afetlerle mücadele kapsamında bilgi birikimi, teknolojik alt yapı, insan gücü ve daha birçok konuda yeterli birikime sahip olduğu ancak bilgi paylaşımı, veri uyumu, mekânsal paylaşım ile kurumsal eş güdüm konularında yetersiz kaldığı görülmüştür.

Yasal ve Teknik Mevzuat;

  1. Heyelan konusunda faaliyet gösteren bu konuda görev ve yetkileri olan tüm kurumların mevzuatı gözden geçirilmeli, günümüz şartlarına uygun toplumun ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde yeniden revize edilmelidir. Eksik olan mevzuatlar tamamlanmalı, yetki, sorumluluk ve kavram kargaşası ortadan kaldırılmalıdır.
  2. Heyelanları önlemeye yönelik olarak yapılacak envanter, duyarlılık, tehlike ve risk haritalarının ülkemizin havza/bölgesel ölçekte afet olma oranına veya hassaslığına göre önceliklendirilmesi gerekmektedir. Yapılacak heyelan tehlike ve risk haritalarında riskli alanlar için çözüm önerileri plan notlarında olduğu gibi ayrıntılı şekilde yer almalıdır. Bu haritaların plan notlarında yer alan önlemlerin uygulanmaması durumunda uygulanacak yaptırım, hazırlanacak mevzuatlarda yerini almalıdır.
  3. Heyelan zararlarının en aza indirilebilmesi, heyelan stratejilerinin belirlenmesi, heyelan riskinin azaltılması ve heyelanla mücadelede koordinasyonunun tek elden yürütülmesi amacıyla AFAD tarafından Ulusal Heyelan Stratejisi ve Eylem Planı hazırlanmalıdır.
  4. Özellikle heyelanların yoğun olarak yaşandığı Doğu Karadeniz’de çay/fındık ekim alanlarının giderek artması (ormanlık alanların tahribi), bu alanlarda drenaj faaliyetlerinin tekniğine uygun olarak yapılmaması ve aşırı gübre kullanılarak ayrışmanın hızlandırılması heyelan afetini artırmaktadır. 5403 sayılı “Toprak Koruma ve Arazi kullanımı” Kanununun 12. Maddesinde belirtildiği üzere ‘’Toprak Koruma Projeleri’’nin Valiliklerce daha etkin bir şekilde hazırlanarak/hazırlatılarak uygulanması sağlanmalıdır.

Kurum, Kuruluş, Üniversite ve STK’ların Sorumlulukları

  1. MTA Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan Tarihsel Heyelan Envanter Veri Tabanı ile AFAD tarafından hazırlanan Heyelan Arşiv Veri tabanı birleştirilerek iki kurum tarafından kullanılır hale getirilmiştir. Bütünleşik heyelan veri tabanı hangi tür heyelan olaylarının, mekânsal olarak nerede, ne zaman, ne büyüklükte ve hangi sıklıkla meydana geldiği hakkında önemli bilgi sağlayacağından birleştirilmiş olan heyelan envanter veri tabanı üzerine heyelan duyarlılık, tehlike ve risk haritalarının da uygulamada sorumluluğu olan kurumlar tarafından Uluslararası Standartlar baz alınarak ilave edilmesi gerekmektedir. MTA tarafından ivedilikle Heyelan envanter haritalarının ülkenin bölgesel heyelan olma potansiyeline göre önceliklendirilerek yapıldığı tarihten günümüze kadar detaylandırılarak güncellenmesi gerekmektedir.
  2. Planlayıcı ve karar vericilere heyelanlardan kaynaklanan zararların azaltılmasında planlama, hazırlık ve iyileştirme süreçlerine ilişkin olarak, farklı ölçeklerde üretilen, güncellenebilen, heyelan envanter, duyarlılık, olası tehlike ve/veya risk haritalarını sağlayabilecek dinamik Heyelan Bilgi Sisteminin kurulması gerekmektedir.
  3. Yağışın tetiklediği heyelanlar öncesinde meydana gelen yağış miktarının bilinmesi büyük önem arz ettiğinden sorumlu kurumlarca hazırlanan raporlarda heyelanın meydana geliş saatinin belirtilmesi gerekmektedir.
  4. Yerel yönetimler, yapıların ruhsat aşamasında kanunların ön gördüğü denetimlerin tam olarak yapılmasını sağlamalıdır.
  5. Daha etkin bir Afet Yönetimi sağlanabilmesi için AFAD’a bağlı il AFAD müdürlüklerinin teknik personel alt yapısı güçlendirilmeli, ilgili personelin bu konuda uzmanlaşması sağlanmalı, envanter toplama ile heyelan duyarlılık, tehlike ve risk haritalarının oluşturulması aşamalarında sorumlu kurum kuruluşlarla eşgüdüm sağlanmalıdır.
  6. Tehlike ve risk değerlendirmeleri ile sigorta sisteminin, devlet ve özel kurumların katkısıyla, sel, taşkın ve heyelan kaynaklı hasarların azaltılmasına yönelik uygulamaların teşvik edilerek yaygınlaştırılması sağlanmalıdır.
  7. Afetlerle mücadelede sorumlu personelin; bilgi ve teknolojiyi etkin kullanımı sağlanmalı, eğitim ve tatbikatlarla sürekli geliştirilmeleri desteklenmelidir. Ayrıca vatandaşlarımızın da afetler konusunda eğitime tabi tutularak afetlere dirençli toplum oluşturulması çalışmalarına ağırlık verilmelidir.
  8. Sel ve heyelan kontrolünde havza, entegre bir yaklaşımla yönetilmelidir. Havzanın sorunları bütüncül yaklaşımla ele alınmalı, veri tabanları oluşturularak karar destek sistemleri ile kısa, orta ve uzun vadeli stratejik hedefleri ortaya konulmalıdır.

Heyelanların Sebepleri ve Önlem Yapıları

  1. Risk azaltma faaliyetleri kapsamında heyelanların yoğun yaşandığı Karadeniz Bölgesinde öncelikler göz önünde bulundurularak bir plan dâhilinde havzayı bütünleşik olarak ele alan mikro havzalar şeklinde yerleşim yerlerinin tehlike haritalarının ivedilikle tamamlanarak kanalizasyon, yağmur suyu drenaj kanalları, yol boyu drenajlar bu haritaların sonuçlarına göre revize edilmelidir.
  2. Taşkına maruz alanlar ile heyelan riski yüksek yerleşim yerleri, yol veya tesislerin daha kapsamlı projelendirme ile uygun alanlara taşınması konusu değerlendirilmeli ve teşvik edilmelidir.
  3. Yerleşim yerlerini doğrudan veya dolaylı olarak etkileyen ana ve yan dere havzalarındaki arazi bozulumu ve bunun sel-heyelan olaylarına etkisi araştırılmalı ve her bir havzadaki sorunlar objektif kriterlere göre ortaya konulmalıdır.
  4. Heyelanların tespit edilmesinde sayısal yükseklik modeli son derece önemlidir. Günümüz teknolojilerinden insansız hava araçlarından ve Lidarlardan elde edilecek görüntüler ve sayısal yükseklik modelleri olay sonrası heyelanların daha yüksek başarıda tespit edilmesine imkan tanıyacaktır.
  5. Taşkın ve heyelan problemlerinin çözümünde sadece afetin meydana geldiği mansap kesitleri değil; problemin kaynağını meydana getiren memba kesimleri de dikkatle incelenmeli ve yukarı havza önlemleri ivedilikle uygulanmalıdır. Aşağı havzada hidrolik yapıların tıkanmasına ve set oluşturmasına neden olan ağaç gövdelerinin ve iri taşıntının yukarı havzada tutulması amacı ile süzücü (geçirgen) tesisler kullanılmalıdır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir